
Modern çağda iyileşme genellikle meditasyon uygulamaları, psikoterapiler veya travma çalışmaları üzerinden tanımlanıyor. Elbette bunlar çok kıymetli. Ama gözden kaçan bir başka güçlü iyileşme alanı daha var:
Birlikte saçmalayabilmek.
Evet, yanlış duymadınız.
Gereksiz görünen espriler, konudan konuya savrulan sohbetler, abuk sabuk taklitler…
Araştırmalar diyor ki: Bir ilişkide saçmalayabiliyorsan, bağınız sadece güçlü değil; aynı zamanda iyileştiricidir.
Saçmalamak, Beynin Güven Moduna Girdiği Andır
2017 yılında Journal of Social and Personal Relationships dergisinde yayımlanan bir araştırma, “partnerler arasında paylaşılan mizah”ın ilişki tatmini üzerindeki doğrudan etkisini ortaya koydu. Araştırmaya göre, birlikte saçma esprilere gülebilen çiftler arasında bağ kurma hormonları (özellikle oksitosin) daha güçlü şekilde aktive oluyor.
Dahası, bu çiftlerde:
- Tartışmalar daha az yıkıcı,
- İyileşme süresi daha kısa,
- Uzun vadeli bağlılık daha istikrarlı.
Aynı sonuçlar yakın arkadaşlıklar ve aile bağları için de geçerli.
Zihin, Saçmalarken Onarılır
Nörobilim çalışmaları gösteriyor ki, bir insan güvende hissettiği anda prefrontal korteks (yani akıl yürütme ve sosyal karar mekanizmaları) rahatlar, amigdala (kaygı merkezi) ise sakinleşir.
Yani saçmalamak basitçe eğlenmek değil; beyne “artık tehdit yok, rahatlayabilirsin” sinyali vermektir.
Irene Lyon, travma sonrası sinir sistemi iyileşmeleri üzerine yaptığı çalışmalarda oyun oynamanın ve gereksiz görünen sosyal etkileşimlerin bedensel-regülasyon sürecinde ciddi bir yer tuttuğunu vurguluyor. Ona göre:
“Travmadan çıkış, sadece geçmişe bakmakla değil; yeniden güvenli oyun alanları yaratmakla mümkün olur.”
Yargısız Alan: Saçmalama İzni
Bir insanın yanında saçmalayabiliyorsan, orada bir duygusal izin vardır.
Bu izin, “benim yanımda gerçek halinle olabilirsin” anlamına gelir.
Klişe bir tabirle: maskelerin düştüğü yer burasıdır.
Bu da terapi odasında yaratılmaya çalışılan güvenli alanın gündelik hayattaki karşılığıdır.
Biriyle saçmalamak; kuralsız, filtresiz, performanssız bir “biz” kurabilmektir.
Ve bu, iyileştirici ilişkilerin temelidir.
İçimizdeki Çocuğa Erişim
Bağlanma teorisine göre, çocuklar en çok güvenli bir bağ figürüyle oyun oynarken gelişir.
Yetişkinliğe geldiğimizde ise bu oyun, birlikte saçmalamak olarak hayatımızda kalır.
Yani saçmalamak, gelişimsel olarak da temeli olan bir davranış.
Sadece keyifli değil, aynı zamanda ilişkide derin güvenin, duygusal güvenliğin ve ortak regülasyonun göstergesi.
Sonuç: En Anlamsız Görünen Anlar, En Çok Şifa Verenler Olabilir
Yüzlerce terapi seansı, onlarca kişisel gelişim kitabı, meditasyonlar, içgörüler…
Tüm bunların arasında bazen en çok iyi gelen şey:
“Dün akşam neden mutfakta tavayla konuştuğunu” anlatabildiğin bir arkadaş.
Bilim de söylüyor, kalbimiz de hissediyor:
Birlikte saçmalayabildiğimiz insanlar, bizi iyileştiren insanlardır.
O yüzden:
Biriyle saçmalayabiliyorsan, orası senin iyileşme alanındır. O insanı kaybetme.
Ve bazen ruhun en çok ihtiyacı olan şey; anlamsız ama samimi bir kahkahadır.
Bir yanıt yazın