Kapatmak için ESC tuşuna basın

Modern Dünya Akıl Sağlığımıza Nasıl Zarar Veriyor?

Modern dünya pek çok açıdan harika.

Ancak aynı zamanda, insanları anksiyete ve depresyona sürüklemeye de oldukça meyilli. 

Modernitenin bize psikolojik olarak zarar veren 5 özelliğinden bahsettik ve çözüm önerileri sunduk bu yazımızda.

1. Meritokrasi:

Meritokrasi, insanların zeka, yetenek, yaratıcılık ve yırtıcılıklarına göre değerlendirildiği bir toplumsal düzeni ifade eder.

Böyle bir toplum, bize belirli bir yetenek ve enerjiye sahip olan herkesin başarılı olabileceğini söyler.

Görünüşte özgürleştirici ve güzel olan bu fikrin kötü tarafı, herhangi bir başarı eksikliğinin geçmişte olduğu gibi bir kaza ya da talihsizlik olarak değil, yetenek eksikliği ya da tembelliğin kesin bir işareti olarak görülmesidir. 

Eğer en tepedekiler tüm o başarıları hak ediyorlarsa, en alttakiler de tüm başarısızlıklarını hak ediyor olmalılar.

Kendini meritokratik olarak gören bir toplum, yoksul olmayı lanetlenmenin bir kanıtı, başarısız olanları ise kaybedenler haline getirir.

Tedavisi:

Şu iki büyük fikri iyice benimsememiz gerekiyor:

Başarı sadece yetenek ve çabaya bağlı değildir.

İyi, düzgün insanlar da başarısız olabilir ve aşağılanmak yerine şefkati hak ederler. 

2. Bireycilik:

Bireyci bir toplum, bireyin ve başarılarının her şey olduğunu ve herkesin özel bir kadere sahip olduğunu söyler. 

Önemli olan topluluk değildir; büyük gruplar umutsuzlar içindir.

‘Sıradan’ olmak bir lanet olarak görülür.

Sonuç olarak, çoğumuzun sonunda olacağı şey, istatistiksel olarak konuşursak, ucube bir başarısızlıkla ilişkilendirilir.

Tedavisi:

İyi bir sıradan yaşamı ve gündelik hayatın zevklerini doğru bir şekilde takdir etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. 

3. Romantizm:

Romantizm felsefesi bize her birimizin dışarıda bizi tamamen mutlu edebilecek çok özel bir kişi olduğunu söyler.

Yine de çoğunlukla, birkaç yönden çok iyi ve diğer birçok yönden oldukça zor olan biriyle orta derecede katlanılabilir ilişkilerle yetinmek zorunda kalırız. 

Bu durum da başlangıçtaki büyük umutlarımıza kıyasla bir felaketin içerisindeymişiz gibi hissettirir. 

Tedavisi:

Yanlış yapmadığımızı fark etmektir: sadece çok olanaksız bir hayale inanmaya teşvik edildik.

4. Medya:

Medya muazzam bir prestije ve hayatımızda büyük bir yere sahip – ancak rutin olarak dikkatimizi bizi korkutan, endişelendiren, panikleten ve öfkelendiren şeylere yöneltirken, etkili bir kişisel eylemde bulunma şansımızı da ortadan kaldırır. 

Tedavisi:

Öfke yaratmak yerine çözüm sunmaya odaklanan, günah keçilerini ve simgesel canavarları neşeyle vurgulamak yerine sistemik sorunlara karşı canlı olan ve odaklanmamız gereken haberlerin kendi hayatlarımızdan ve doğrudan deneyimlerimizden geldiğini bize düzenli olarak hatırlatan haberlere yönelmeliyiz. 

5. Mükemmeliyetçilik:

Modern toplumlar son derece memnun, aklı başında ve başarılı olmanın bizim görevimiz olduğunu vurgulamaktadır.

Sonuç olarak kendimizden nefret eder, zayıf hisseder ve hayatımızı boşa harcadığımızı düşünürüz.

Tedavisi:

Mükemmelliğin elimizde olmadığı – zihinsel olarak biraz (ve bazı noktalarda çok) hasta olmanın insanlık durumunun kaçınılmaz bir parçası olduğu ve her şeyden önce ihtiyacımız olan şeyin oturup gerçek korkularımızı ve kırılganlıklarımızı dürüstçe tartışabileceğimiz iyi arkadaşlar olduğu fikrini durmaksızın teşvik eden bir kültür yaratmalıyız. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir